15-08-2021, 03:18 PM
Gonore cinsel yolla bulaşan yaygın hastalıklardan biridir. Etkeni Neisseria gonorrhoeae olup özellikle üreme sisteminin serviks (rahim ağzı), rahim, tüpler ve üretra (idrar yolları) gibi sıcak ve nemli bölgelerinde kolayca çoğalabilmektedir. Ayrıca ağız, boğaz, göz ve anüs bölgelerinde de saptanabilmektedir.
Nasıl Bulaşır?
Gonore; penis, vajina, ağız ve anüs temasıyla bulaşabilmektedir. Hastalığın anal veya oral yolla da bulaşabilmesi nedeniyle homoseksüel ilişkilerde de taşınması söz konusudur. Gonore hastaları partnerleri ile birlikte tedavi edilmezse hastalık tekrar bulaşabilmektedir. Ayrıca hastalık; hamile anneden çocuğa vajinal doğum sırasında geçebilmektedir. Neisseria gonorrhoeae'nin tuvalet kağıdında 3 saat, klozet kenarında ve havluda 24 saate yakın yaşayabildiği de bildirilmiştir.
Gonore kalıtsal bir hastalık değildir.
Kimler Riskli Gruptadır?
Cinsel olarak aktif olan herkes gonore olabilir. Gonore enfeksiyonu olan kişinin partneri olanlar, korumasız cinsel teması olanlar, gonoresi olan gebelerin bebekleri risk altındaki grupları oluşturmaktadır.
Belirtileri Nelerdir?
Erkekte şüpheli cinsel temas sonrası 2-7 gün içinde akut pürülan üretral akıntı ve dizüri şikâyetleri ile üretrit gelişir.
Kadında mukopürülan servisit, anormal vajinal akıntı, cinsel ilişki sonrası kanama gibi şikâyetlerle ortaya çıkabilir, ancak tablo sıklıkla asemptomatiktir.
N.gonorrhoeae yeni doğanlarda ve nadiren yetişkinlerde konjonktivite de neden olabilir.
Tüm gonokokkal enfeksiyonların % 0.5-1’inde sistemik yayılma olasılığı vardır. Bunun sonucunda artrit, cilt lezyonları, endokardit, menenjit gelişebilir.
Kadınlar ve homoseksüel erkeklerde faringeal ve anorekral enfeksiyonlar nadir değildir.
Erkek genital bölge enfeksiyonlarının yaklaşık %10'unda hiçbir belirti gözlenmemektedir. Ancak, bazı erkeklerde semptomlar, bulaşma sonrası 2-5 gün içinde belirgin hale gelebilirken bu süre 30 günü de bulabilmektedir.
Puberte öncesi kızlarda cinsel istismara bağlı olarak vulvo vajinit gelişebilir.
Gebelikte endometrit ve salpenjite neden olabilir. Gonore peritonit sonucu infertilite ya da ektopik gebelik gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Gonore taşıyan hamile kadınlarda, doğum esnasında bebeğe bakteri bulaşabilmektedir. Bu durum bebekte; körlüğe, eklem veya kan enfeksiyonuna neden olabildiğinden enfeksiyon saptanan vakalarda tedaviye başlanarak komplikasyon riskinin azaltılması hedeflenmektedir.
Klinik Bulgular:
Erkekler: Bazı hastalarda semptom görülmemektedir.
İdrarda yanma
Penisten beyaz, sarı veya yeşil akıntı
Testislerin şişmesi ve ağrıması
Kadınlar: Çoğu hastada semptom görülmemektedir.
Vajinal akıntıda artma
İdrarda yanma ve ağrı
Adet dönemleri arasında kanama
Kadın genital bölge enfeksiyonlarının yaklaşık %50'sinde belirti gözlenmemekte veya hafif seyretmektedir. Semptomların gözlendiği vakalarda bile gonore belirgin olarak teşhis edilememektedir. Gonore taşıyan kadınlarda semptomlar gözlenmese de ciddi komplikasyon (yan etki) riskleri bulunmaktadır.
Anal bölge enfeksiyonlarında semptom gözlenmeyebilmekte ya da anal kaşıntı, ağrı, kanama ve ağrılı bağırsak hareketleri gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca boğaz bölgesindeki enfeksiyonlarda semptom gözlenmezken bazı vakalarda ağrı olabilmektedir.
Tanısı Nasıl Konur?
Tanı amaçlı çeşitli laboratuvar testleri vardır. Enfekte olmuş bölgelerden (rahim ağzı, üretra, rektum, boğaz) sürüntü alınır ve laboratuvara gönderilir. Rahim ağzı ve idrar yollarındaki enfeksiyonlarda ilk idrar örneği yeterli olabilir. Bu bölgelerden alınan sürüntülerden hazırlanan yaymalar gram boyasıyla boyanarak mikroskop altında bakteriler aranır. Bu test yöntemi kadınlara göre erkeklerde daha iyi sonuç verir.
Tedavisi Nasıldır?
Çeşitli antibiyotikler ile gonore başarıyla tedavi edilir. Fakat ilaçlara dirençli bakteri tiplerinin ortaya çıkışıyla tedaviler güçleşmiştir. Birçok hastada gonore ile klamidya enfeksiyonu birlikte bulunur. Tedavide her ikisine yönelik antibiyotikler birlikte verilir. Gonoresi olan kişilerin diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar yönünden de araştırılması gerekir. Verilen tedavinin sonuna kadar kullanılması önemlidir. İlaç tedavisi ile enfeksiyon sona erse de oluşan kalıcı hasarlar geçmez.
Gonoresi tedavi edilmiş kişiler enfekte kişilerle temas sonrası tekrar hastalanabilirler. Tedaviye rağmen belirtiler devam ediyorsa kişinin tekrar hekimine başvurması gerekir.
Çocuklarda gonore çeşitli antibiyotikler ile başarıyla tedavi edilir. Fakat ilaçlara dirençli bakteri tiplerinin ortaya çıkışıyla tedaviler güçleşmiştir.
Tedavi edilmeyen gonore, kadınlarda ve erkeklerde çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir.
Kadınlarda genellikle pelvik inflamatuar hastalığa (PID) yol açmaktadır. PID; tüplere zarar veren, infertiliteye (kısırlık) veya dış gebeliğe neden olan bir hastalıktır. PID; çok hafif seyredebileceği gibi ateş ve karın ağrısı gibi ciddi semptomlara da neden olabilmektedir. PID rahim ağzından başlayarak, kadın genital organlarında enfeksiyona neden olmakta ve uzun dönemde kronik pelvik ağrıya dönüşmektedir.
Erkeklerde ise gonore epididimitise neden olmaktadır. Epididimitis; spermleri testislerden üretraya (idrar kanalı) taşıyan epididimis adı verilen organın enfeksiyonu olup tedavi edilmediğinde kısırlığa yol açabilmektedir.
Gonore kan veya eklemlere yayılabilmekte ve hayatı tehdit eden bir hastalık haline gelebilmektedir. Ayrıca gonore hastalığı, hastanın HIV ile enfekte olma olasılığını arttırmaktadır.
Korunma Yolları Nelerdir?
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmakta en önemli unsur, korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmaktır. Ayrıca tek eşlilik önerilmektedir.
Latex kondomlar her seferinde ve doğru olarak kullanıldığında hastalık bulaşma riskini azaltırlar.
Akıntı, idrar yaparken yanma, ağrı veya kızarıklık halinde hemen hekime başvurmalıdır.
Gonore tanı ve tedavisi olan kişinin yakın dönemde cinsel ilişkiye girdiği partnerlerinin de muayene, test ve gerekirse tedavilerinin yapılması gerekir. Böylece bu kişilerde gelişebilecek olası komplikasyonlar engellenebilir ve bunların enfeksiyonu tekrar tekrar bulaştırmaları önlenir. Hastaların tedavi sonuçlanana kadar cinsel ilişkide bulunmamaları gerekir.
Ayrıca yılda bir kez herhangi bir yakınma olmasa bile kontrole gitmek ve test yaptırmak önerilmektedir.
Frengi (Sifiliz) bulaşma yolları nelerdir?
Sifilizin başlıca bulaşma yolu cinsel yolla bulaşmadır. Bulaşmada derideki taze lezyonların sızıntıları, meni ve vajina salgısı gibi vücut sıvıları önemlidir. İkinci önemli bulaşma yolu ise, anneden bebeğe geçiş yoludur. Bebek mikrobu anne karnında kapabileceği gibi doğum esnasında doğum kanalından da alabilir. Sifiliz (frengi) kan transfüzyonu esnasında da bulaşabilir. Ancak kan nakli yolu ile bulaşma çok nadirdir. Çünkü günümüzde tüm donörler, Sifiliz açısından taranmaktadır. Ayrıca sifiliz mikrobu, kan bankası depolama şartlarında 24 saatten fazla yaşayamaz. Sifilizli bir hastanın eşyalarını kullanmak da hastalığın bulaşmasına neden olabilir. Uyuşturucu bağımlılarında ortak iğne kullanımı sonucu hastalık bulaşabilir. Enfeksiyonun ilk yılı çok bulaşıcı olup %90 geçiş mümkündür, daha sonra bulaşıcılık giderek azalır ve dördüncü yılın sonunda genelde bulaşıcılık kalmaz..
Doğumsal frengi
Ana karnında bebeğe mikrop bulaşması sonucu ortaya çıkan tablodur. Sifiliz mikrobu anne karnında bebeğe çok zarar verir. Günümüzde doğum öncesi yapılan testler sayesinde bu hastalık erken dönemde yakalanmakta ve tedavi edilmektedir. Yakalanamaz ise konjenital sifiliz tablosu ortaya çıkar. Sifiliz, doğmamış bebekte sağırlık, diş problemleri, burun problemlerine neden olur. Tüm gebe kadınların sifiliz için gebeliklerinin erken döneminde kan testi yapmaları gerekir.
Frengi (sifiliz) teşhisi nasıl konur?
Sifiliz kan testleri ile kolayca teşhis edilir. Lezyonlar ve fizik muayene de teşhiste yardımcıdır. Teşhis için VDRL, RPR, TPHA-İ FTA-ABS kan testleri ve lezyonlardan alınan örneklerin incelenmesi belirleyicidir. Sifiliz düşünülen hastalardan HIV testi mutlaka istenir.
Frengi (sifiliz) tedavisi için kullanılan ilaçlar hangileridir?
Sifiliz, ne kadar erken teşhis edilirse komplikasyonların oluşması o ölçüde önlenebilir. Penisilin halen sifiliz tedavisinde kullanılan temel ilaçtır. Penisiline dirençli sifiliz vakaları henüz bildirilmemiştir. Penisilin bakteriyi öldürerek hastalığın ilerlemesini kesin olarak durdurur. Sifilis öyküsü 1 yıldan az olan kişilere 1 doz depo penisilin, sifilis öyküsü 1 yıldan uzun ise 2- 3 doz depo penisilin, doğumsal sifiliste bebeğe 10 gün kristalize penisilin tedavisi yeterlidir. Penisiline alerjik kişilerde Doksisiklin, Ceftriakson, Tetrasiklin, Azitromisin tedavi amacıyla verilebilir. Tedavinin başlamasından 2 gün sonra hastalığın bulaşıcı olma özelliği ortadan kalkar. Hastalığın etkilediği organlara göre sifilizin tedavi süresi 2 yıla kadar uzayabilir. Tedaviye başlandıktan sonra hastanın takibi 2 yıl devam eder.
Sifilis teşhis edilen kişilerin tedavileri tamamlanana dek cinsel temastan kaçınmaları gerekir. Tüm cinsel partnerlerinin testten geçirilmesi gerekir.
Frengiden (sifiliz) korunma nasıl olmalıdır?
Sifiliz, en sık cinsel temas ile bulaşır. Hastalığın büyük kısmında hastanın görünür hiçbir lezyonu yoktur ve hastalığı bulaştırır. Bu nedenle kimin hasta olduğunu anlamak güçtür. Korunmasız, cinsel temasta bulunmamak, şüpheli cinsel temastan kaçınmak, çok eşli olmamak, şüpheli durumda kondom kullanmak korunma yollarının başlıcalarıdır. Seks oyuncakları ortak kullanılmamalıdır. Şüpheli her durumda doktora başvurmak gerekir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili test yapıldığında sonucu eşler veya cinsel partnerler ile paylaşmak önem taşır. Frengiden şüphelenildiği durumlarda acilen üroloji, kadın doğum hastalıkları veya enfeksiyon hastalıkları bölümlerine başvurmak gerekir.
Yasak Nedeni: Forum Kurallarına Aykırı Gelindiği İçin Üyeliğiniz Süresiz Yasaklanmıştır. (Sabit)